Amerika Gezi Notları -3-
San Diego Gezi Notları
3,5 saatlik otobüs yolculuğundan sonra San Diego’dayım. Otobüs merkeze kadar geldiği için yürüyerek hostele gittim. Gelmeden önce rezervasyon yapmıştım. Burada pek fazla hostel olmadığı için sizde gelmeden önce rezervasyonunuzu yapın derim.
Hostele iki gece için kahvaltı dahil 52 usd ödedim. Şehrin merkezinde, işlek caddelere yakın güzel bir konumda. Daha önce kaldığım hostellere göre sıradan bir yer diyebilirim.
San Diego için Amerika’da yaşanacak en ideal yerlerden ya da emeklilerin yerleşmek istediği şehirlerden olduğu söylenir. Sebebi de iklimi o kadar iyiymiş ki komple bir yılı sadece t-shirt ve şort giyerek geçirebilirmişsiniz. Benim gittiğimde de hava gayet iyiydi, tam gezmelik.
Buradaki hayat gördüğüm kadarıyla Los Angeles ile aynı pahalılıkta ya da bir tık daha fazladır. O sebeple gezip, eğlenmek ve konaklamak için pek hesaplı bir yer değil.
Hostele yerleştikten sonra o gün merkezi gezip aylak aylak dolandım. Akşam ise yine merkez bölge diye adlandırabileceğim Gaselamb Quarter bölgesinde takıldım. Burada da Los Angeles gibi gece 2 de alkol satan bar ve mekanlar kapanıyor. Ama 2 ye kadar her yer çok hareketli. Canlı müzik yapan bir, iki mekanı dolaştım gayet düzgün ve kaliteli yerler var. Fiyatlar ise sıradan bir içecek 4-5 usd den başlayıp yukarıya doğru gidiyor.
Ertesi gün hostelden bir arkadaş bulup San Diego’da gezilecek yerleri biraz dolandık. Bunların başında Balboa park geliyor. Bu parkta birkaç müze, hayvanat bahçesi, süs havuzları, sokak sanatçıları ve botanik parklar var. O gün ücretsiz olan bir, iki müzesine girdik ama etkileyici bir şey gördüğümü söyleyemem. Park girişinde infodan oranın haritasını alıp gitmek istediğiniz yeri bulabilirsiniz. Ben rastgele gezerim demeyin bayağı büyük yer boş yere yorulursunuz.
Daha sonra Old Town denilen bölgeye gittik. Burada eski binalar, eski sokaklar, tarihi yapılar beklerken tam tersini gördüm. Her şey eski görünümü verilerek yapay olarak yeni inşa edilmiş. Zaten şehrinde pek bir tarihi olmadığı için adamlar old town bölgesini bildiğin kasaba gibi inşa etmişler. Neyse burada hediyelik dükkanlar, farklı mutfaklardan restoranlar mevcut. Ne zamandır çorba içmediğim için burada bir tavuk çorbası, soft içecek ve pilavlı, etli bir yemek tercih ettim. Menü fiyatı 15 usd. Ama menü bayağı büyük hepsini yemek bile zor diyebilirim. Söylemeden geçmeyeyim bu fiyat sürekli gezen birisi için biraz yüksek.
Dönüşte ise merkez bölgeye deniz kenarından yürüyerek geldik. Burada savaşta kullanılmış bir uçak gemisi var. Biz gittiğimizde akşam olduğu için girişe kapalıydı. Gerçi açık olsa bile 20 usd verip içeri girmeyi tercih etmezdim diye düşünüyorum. Yine buraya gelmeden önce karayip korsanlarının çekildiği filmde kullanılan korsan gemisi de vardı. Ama ziyarete açık olduğunu görmedim. Dışarıdan fotoğraf çekip yola devam ettik. Uçak gemisinin yanında ise açık alanda kocaman bir heykel var. Meşhur savaşa gitmeden önce erkekle kızın öpüşme sahnesini canlandırmışlar. Alttaki videoda var, izleyince hatırlarsınız.
Merkeze yaklaştığımızda Little Italy sokağını gördük. Dedim burayı herhalde İtalya konsepti gibi yapmışlardır ama restoranlar haricinde burada da pek bir şey yok.
San Diego genel itibariyle bundan ibaret. Tarihi yok, şurayı kesin görün diyebileceğim bir yeri yok. İklimi güzel, insanları saygılı ve kibar, hani yaşamak istenecek bir yer.
Belki balık tutmaya ilgisi olanlar vardır diye ekleyeyim dedim. San Diego ile Los Angeles arasında bir iki kasabada hem surf yapılacak yerler hem de tekne turuna katılıp kocaman kocaman balık tutulabilen alternatifler de var. Böyle şeylerle pek ilgilenmediğim için gezi planıma bunları dahil etmemiştim.
Geziye başlamadan önce San Diego’ya gelir herhalde buradan geri dönerim diyordum. Aklımda Meksika’ya geçmek vardı ama sağdan soldan okuduklarım yüzünden güvensiz bir yer, sıkıntı yaşamayayım demiştim. Ama sonra düşündüm, daha önce başka ülkeler için de benzer yazılar okuyup aslında yalan yanlış bilgiler olduğunu tecrübe etmiştim. Dedim bu seferde aynısı olur, buralara kadar gelmişken Meksika’ya da geçeyim. Tramvay ile Meksika sınırına gittim. Orada büyük bir outleet olduğunu biliyordum ve uğramadan geçmedim. Amerika’daki alışveriş tecrübelerime bu yazıdan devam edebilirsiniz.
Amerika-Meksika sınırı bana göre dünyanın en saçma sınırlarından biri. Meksika Tijuana’ya geçişte bırakın kontrolü, kimse size pasaportunuz var mı diye bile sormuyor. Meksika’ya geçip 4-5 gün kalıp, aynı sınırdan geri döndüğüm halde pasaportumda Meksika ile ilgili tek bir iz, tek bir damga bile yok. Neyse videoyu izleyin sonra Meksika’dan devam edelim.
Tijuana/Meksika Gezi Notları
San Diego yazısında ve oradaki videoda gördüğünüz gibi sınırı geçmek çok kolay. Anladığım kadarıyla Amerika şöyle düşünüyor; ülkede başı belaya giren biri varsa Meksika sınırından çıksın gitsin kimseyle uğraşmayayım. Eğer geri gelmek isterse zaten didik didik arıyorum istediğimi yakalarım gibi. Tabi bu sadece benim yorumum.
Sınırı geçtikten sonra taksi durakları ve merkeze giden otobüsler var. Biraz sağı solu kolaçan ettim belki bir sırtçantalı görürüm, taksiyi bölüşürüz diye ama maalesef kimseyi göremedim. Bir taksiciyle 3 usd ye anlaşarak merkeze gittim. Zaten yol çok kısa 3-4 km ancadır.
Burada hostel hiç görmedim. Önceki gün internetten araştırarak hesaplı bir otel buldum ve adresini alarak direkt oraya gittim. Gecelik 375 peso istiyordu. Dışarı çıkıp biraz dolandım ve başka otellere de bakayım dedim. 10 dakika sonra hem konumu hem de konforu daha güzel başka bir otel buldum ve gecelik 300 pesoya anlaştım. Yaklaşık 23 USD ye denk geliyor. Oda bayağı büyük. İster bir kişi kal ister iki kişi kal fiyat değişmiyor.
Biraz dinlendikten sonra resepsiyona gittim. Resepsiyon deyince aklınızda öyle büyük otellerdeki resepsiyonlar gelmesin. Hafif dökük, iki sandalye bir masadan ibaret bir yer. Her yabancı ülkeye gittiğimde yaptığım gibi adama burada ne yapılır ne yapılmaz, neresi tehlikelidir, nerede ne yenir tüm detayları sordum. Adamın dediği şu; ana caddede sabaha kadar gez takıl, sorun yaşamazsın ama 500 metre ileride, asma köprünün oradan sol yapıp sınıra doğru gidersen başına her şey gelebilir. Orayı kafamda iyice netleştirdim.
Gün içinde burası nedir ne değildir çözeyim diye ana caddeyi komple gezdim, biraz ara sokaklara daldım. Gördüğüm şey dükkanların yarısından çoğu kapalı, terk edilmiş yıkık yerler. Meksika kültürü ile ilgili pek bir şey yok, tamamen arada kalmış pek esprisi olmayan bir şehir. Yani buraya geldiniz diye Meksika’yı gördüm demeyin çünkü gerçek Meksika’nın böyle bir yer olduğunu zannetmiyorum.
Akşam olunca bu ana caddedeki restoran tarzı yerler bara dönüşüyor ve hareketlilik başlıyor. Yeme içme ve eğlence burada çok ucuz. Amerikalılar bile buraya akşam eğlenmeye gelip ertesi sabah geri dönüyorlar. Hele hafta sonu burada olursanız akşamları her yerde Amerikalıları görmek mümkün. Bazı gece kulüplerine girişler ücretli. Ücretli ama 3-4 usd bir şey. Anladığım kadarıyla onun sebebi de parasız pulsuz Meksikalılar içeri girmesin diye.
Meksika müziklerini görmek için ilk gece daha çok lokal insanların takıldığı bir yere gittim. Gece kulübünün 3 farklı bölümü var ve her birinde farklı tarzda müzikler çalışıyor. Biraz takıldım ama anladım ki bu tarz Meksika müziği pek bana göre değil. Öyle klasik gitarı alıp çalıp söylemiyorlar. Bildiğin orkestra eşliğinde kulakları tırmalayan bir müzik. Alttaki videoda biraz buna yer verdim, izleyince ne dediğimi anlayabilirsiniz.
Ertesi gün merkezden biraz sıyrılıp başka yerlere gitmek istedim. Otobüs, dolmuş benzeri bir şeye binip şehrin dışındaki avm tarzı bir yere gittim. Burada otobüsler çok ucuz. 1 usd bile değil. Ve otobüsler acayip eğlenceli. Her birinde ayrı müzikler, farklı dekorasyon, afilli jantlar vs vs. Yine alttaki videoda onları da bulabilirsiniz.
Buralarda insanlar, merkezdekine göre daha sıcakkanlı, daha bir ilgili ama bir problem var o da çoğunluğun İngilizce bilmemesi. Amerika’ya sınırı olup da nasıl ingilizce bilmiyorlar demeyin. Çünkü San Diego başta olmak üzere Amerika’nın birçok batı yakasında İspanyolca ikinci dil olarak konuşuluyor. Tüm toplu taşıma araçlarında İspanyolca yazılar ve anonslar yapılıyor. Anladığım kadarıyla İngilizce öğrenmeye gerek duymamışlar.
Biraz takılıp vakit geçirdikten sonra başka bir dolmuş ya da otobüsle geri dönüyorum. Bu seferki durak merkezde bulunan büyük bir avm ve yanındaki kültür merkezi. Bu açık alandaki avm de bayağı bilindik markaları bulabilir, sinemaya gidebilir ve karnınızı doyurabilirsiniz. Kalabalık bir yere oturun ve Tijuana halkının nasıl yaşadığını, neler giydiğini ve kabaca nasıl yaşadığını izleyin derim.
Bu avm nin yanında kültür merkezi ve İçinde bir de müze var. Burayı komple gezdim ama dikkatimi çeken pek bir şey olmadı. Çıktıktan sonra dışarıda büyük top şeklinde bir yapı var. Burası Imax’in özel sinema salonu. Top şeklinde olmasının sebebi perdenin tamamen tavan olmasından kaynaklanıyor. Bilmiyorum tam anlatabildim mi ama kendinizi yarım bir kürenin içinde düşünün ve gördüğünüz her yer sinema perdesi. Resmen izlediğiniz filmin içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Bu tecrübeyi anlatmak biraz zor, Tijuana’ya giderseniz buraya muhakkak uğrayın. Giriş ücreti 4 usd.
Birazda yemeklerden bahsedeyim. Meksika yemeklerini o meşhur tacolarını acayip sevdiğim için burada her gün ziyafet çektim diyebilirim. Birde fiyatlar ucuz olunca değmeyin keyfime :) Ana caddelerdeki restoranlarda bile güzel bir Meksika menüsünü 6-7 usd ye yiyebilirsiniz. Yok, daha da ucuz olsun derseniz aralardaki lokantalarda 4-5 usd ye kadar fiyatlar düşer. Gerçekçi olmak gerekirse bir iki yerde yediğim yemekler çok da güzel değildi. Ama sonradan dışarıdan bakılınca kalabalık olan yerlere gittim ve güzel yemekleri buldum. Siz de öyle yapın derim.
Akşam gezmeleri için yine ana caddede takılıyorum ama şeytan alttan alttan dürtüyor şu tehlikeli bölgeye bir git bak diye. Resepsiyondaki adamın bahsettiği yere doğru gittim. Zaten yaklaştıkça sokaklar kararmaya ve sağda solda kötü ablaları görmeye başladım :) Biraz daha gidince varoş meyhaneler ve pek de tekin olmayan insanlar çoğaldı. Dedim daha fazla maceraya girme geri dön. Güvenli bölge olan ana caddeye geri geldim. O mekan senin bu mekan benim gir çık gezdim durdum. Buralar bildiğiniz Avrupai tarzı mekanlar ve içeride her şey hesaplı. Müzikler de iyi olunca eğlenceli vakit geçirmek kolay oluyor.
4 gecemi Tijuana’da geçirdikten sonra buradan Las Vegas’a gideyim dedim. Tabi öyle direkt gidilmiyor, önce San Diego’ya geri dönmeli oradan da otobüsle devam etmeliydim. Tijuana’da hava alanı var ama ucuz bilet bulamadığım için mecburen karayolunu tercih ettim. San Diego’dan Las Vegas’a otobüs ücreti 50 usd.Yol ise 8-9 saat sürüyor.
San Diego’ya geri döneceğim ama bu seferki sınır geçişi gelişteki gibi kolay değil. Bazı Meksikalılar her gün Amerika tarafına gidip, orada gün içinde çalışıp akşam olunca da ülkelerine geri döndükleri için sınır acayip kalabalık. Ortalama bekleme süresi 3 saat. Durum böyle olunca sabah 5 de yola koyuldum. Bu saatlerde sınırın boş olduğunu internetten araştırmıştım. Ve öyle de oldu hiç sıra beklemedim. Sınırı geçtim ama sınırda sadece Amerika tarafının kontrolü var. Yani 4 gece Meksika’da kaldım ama pasaportumda Meksika ile ilgili hiçbir şey yok.
Bu kadar yazdık çizdik, özeti videodan izleyin Las Vegas’a doğru devam edelim.
Amerika Gezi Notları -4- Las Vegas Ve Seattle
Amerika Alışveriş Rehberi
Sınırı pasaportsuz geçme konusundaki teoriniz doğru olabilir. Ancak sanırım Amerika’nın genel politikası bu. Aynı şey ülkeyi uçakla terkederken de yaşanıyor. Benim pasaportumda sadece giriş kaşesi var, çıkış görünmüyor. Dış hatlara da pasaport kontrolü yapılmadan direk geçtik.
Bende giriş kaşesi de yok :)
Meksikada 4 yilim gecti baskentte ve hemen her yerini gezdim. tijuana dediginiz gibi arada kalmis bir yer tam Meksika gibi degil. Firsatiniz olursa baskenti gorun derim manyak bir sehir ama cok dikkatli olun gelirseniz.
Meksika’yı komple gezme planım var. Bakalım nasip :)
Meksikaya seyahat planim var. 4 yil orada yasadim dediniz.size sormak istediklerim var? Umarim mesajimi girursunuz.
Ne demek istediğinizi anlamadım. 4 yıl nerede yaşadım?
Baskan, sorusu memoya galiba..
merhaba hala meksika da mı yaşıyorsunuz
Selamlar.
Blog’unu yeni keşfettim.
Yalnız muzdarip olduğum bir konu mevcut.
Önem vermiyor musun, yoksa istemeyerek mi yapıyorsun bilmiyorum çok sözcük hatası ve yazım yanlışı gördüm.
Bunlardan birkaçı ;
baya X bayağı ✓
direk X direkt ✓
Bunları isteyerek yapmadığını düşünüyorum.
Takipteyim. Gezilerinin devamını diliyorum.
Teşekkürler.
Merhaba.
Meksika tijuana’dayım 1 aydan fazla kafamı karıştıran eğer amerika vizen yoksa san diego’ya geçiş yapamaz mıyım ?
San Diego ABD sinirlari icindedir.
Yok abi orasını biliyorum ama meksika vizesi ile ABD sınırlarına yani san diego’ya geçiş yapamıyor muyum 1-2 saatlik gezi amaçlı ? Bir diğer sorum Türkiye’den kolombiya’ya en kolay uçuşu nasıl yapabilirim ?
Hocam selam tekrardan :) Blogunu uzun süredir takip ediyordum da bu yazını ilk kez gördüm. :) Tijuana benim hayatımın en korkunç deneyimiydi :D Yaşadığım olay: http://unturcoenlosangeles.blogspot.com.tr/2015/07/tijuana-gezi-yazs.html
Bir de Nurullah arkadaşımıza bildiğim kadarıyla cevap vereyim, Meksika vizesiyle ABD’ye geçilmiyor bildiğim kadarıyla. Amerika vizesiyle Meksika’ya günübirlik geçersin ama tersi olmuyor diye biliyorum, olması da çok mantıksız olurdu zaten. Kolombiya’ya da THY yakın zamanda direkt uçuş başlatacakmış yani çok pahalı olur ama en kolay yol o gibi. Aktarmalılar için Mehmet hocam zaten yardımcı olur :))
Merhaba, yazılarınızı okumayı seviyorum gitmek istediğim ülkeler hakkında bakış açım değişti, arkadaşlarım ve ben gezmeyi çok seviyoruz teşekkür ediyoruz
Rica ederim, selamlar.
SanDiegoda yaşamış biri olarak şunu söylemeliyim.Pasific beach,La jolla,Ocean Beach’e gitmemisseniz SanDiegodan bahsetmeyin.Özellikle pasific beach.Bulabileceğiniz hersey orda…Kesinlikle Amerika’nin en guzel kenti.
Ayrıca Tijuana’da bayansaniz veya yabancı oldugunuz belli olan bir irksaniz(uzakdogu,afroamerican,sarisin avrupali) tacize ugrarsiniz.Gözümun onunde isvicreli arkadasimi 2kadinin taciz ettigini gordum. :))
Tehlikeli alanlar dediginiz yerler Hongkong ve adelitas gibi striptiz clublarinin oldugu yerler olsa gerek.Soyle soyleyim tijuanada gece 10 11 den sonra main street bile tehlikeli.Yaninizda ispanyolca bilen bir arkadasinizla gitseniz sizin icin daha verimli olur.Ama geve hayatini doyasiya yasamak isterseniz tijuana ya ugrayin derim.Amerikan barlarini ve yasantisini gormek.isterseniz kesinlikle pasific beach ve ocean beach derim.
Ozellikle sali gunleri taco tuesday dedikleri etkinlikle butun barlar tiklim tiklim oluyor.Tavsiyem fazla beklemek istemezseniz gece saat 10dan once gitmenizdir.Bar önerimde pbshore,backyardtır.Cunku downtown barlari genelde yabanci ogrenciler tarafindan isgal edilmis durumda.Ayrica fiyatlar konusundada iyi bir arastirma yapilmamis. Persembe gunleri mcfadden’s barda bira 1dolar. Carsamba gunu adini unuttugum ama cok sevdigim bir barda cok guzel etkinlikler ve indirimler var.Gidip rahat rahat eski yerel danslara katilabilirsiniz.