Dünyayı Bisikletle Gezen Gürkan Genç
Daha önce yolda tanıştığım ve hikayesi farklı olan gezginleri sizlere anlatmıştım. Şimdi sıra bir Türk gezgini anlatmaya geldi. Hem de belki de şuana kadar anlattıklarım arasında hikayesi en güçlü olanını; Gürkan Genç’in bisikletiyle yapıyor olduğu ve 7 yıl sürecek olan yol hikayesini.
Gürkan Genç 2010 Yılında iş hayatını bırakıp kendini bu yola adamış biri. Yüz yüze hiç görüş(e)memiş olsak da internetten ara ara konuşup, kısa da olsa dertleştiğimiz oluyor. Şuan Afrika’dan yoluna devam eden Gürkan, 7 yıl sürecek olan bu dünya turuna eylül 2012’de başladı. Bisiklet üstünde -57 ve +61 dereceyi görmüş, gittiği birçok ülkedeki okullarda seminer vererek Türkiye’yi tanıtmış, gurur duyarak yol hikayesini hem sizlere hem de tanıştığım yabancı gezginlere anlattığım bir Türk kaşiftir.
Belki çoğu klasik gelecek hatta bazılarının cevabı internet sitesinde yazıyor olsa da herkesin aklına gelebilecek şeyleri sormaya çalıştım.
1- 7 Yıllık bir geziye çıkarken aileni buna nasıl ikna ettin? Özellikle anneni?
Büyük ihtimal kendi ayaklarım üzerinde durmamış olsaydım nereye gidiyorsun der veya param bittiğinde para yollamaz eve dönmeye mecbur bırakırdı. Annem ve Babam bisikletle ilk seyahatim olan Türkiye – Japonya turuna karşı çıkmadılar fakat gönülden de git dememişlerdi. Aradan 6 yıl geçti ve hala seyahat ediyorum. Seyahat etmekle kalmayıp birçok projeyi de birlikte gerçekleştiriyorum. Şuanda yaptıklarımla gurur duyduklarını düşünüyorum. Ailem artık seçtiğim bu yolun hayat tarzım olduğunu da kabul ediyor. Her aile gibi onlarda evlatlarının mutlu olmasını istiyor. Şuanda mutluyum. Mutlu olmamı bilmesi yetti sanırım.
2- İş hayatını bırakarak bu yola girmendeki kırılma noktası neydi?
Bir kırılma noktası olmadı. İş yerimi devrettim. Bu doğru fakat işlerim kötü diye yola çıkmadım. Hatta çok güzel bir iş teklifi almış “yola mı çıksam yoksa bu güzel iş teklifini değerlendirsem mi?” diye kısa süreli bir tereddüt yaşadım. Fakat yola çıkmayı cidden çok istedim. 31 yaşındaydım daha önce hiç yurt dışına çıkmamıştım. Üniversite de Japonya’ya gitmek istemiştim param yoktu. Üniversite sonrasında çalışmaya başlamıştım o zaman da param vardı ama zamanım yoktu. 2010 Şubat ayında şirket hisselerimi devrettikten sonra hem zamanım vardı hem de istediğim turu yapabilecek bir miktar param. Neden olmasın dedim. Ulaşım aracı olarak bisikleti seçtim çünkü o sıralar kilo vermek için kullanıyordum hemen hemen her gün evden iş yerine, iş yerinden eve pedallayarak gidiyordum. Ayrıca 12 yaşında annem 10km mesafedeki bir kasabaya bisikletle gittiğimi öğrenince “o bisiklet kitlenecek” demişti ben de kendisine büyünce dünyayı gezerim görürsün” demiştim hem bu hikayeyi de gerçekleştirmiş olacaktım.
3- Gezin sırasında hiç “buraya kadarmış” dediğin bir an oldu mu? Evetse anlatabilir misin?
Bu durumu ilk Moğolistan Gobi Çölünü geçerken yaşamıştım. 2010 yılında orada bir yol yoktu. Herkes çölde kafasına göre gidiyordu. Çin sınırından Başkent Ulan Batur’a 750km mesafe vardı. Ve arada şehir falan yok. 12 gün boyunca 11 kg yemek ve 18 litreye yakın su taşımıştım. Yemek yiyorum tenceremi yıkamıyorum dişlerimi fırçalamıyordum, duş alma gibi bir imkanım yok en neticede 9. günde suyun yetmeyeceğini anladım. Aha dedim buraya kadarmış. Boş olan pet şişelere çişimi biriktirdim sonrada yanımdaki arıtma cihazı ile arıtıp kalan tatlı su ile karıştırdım. 3 gün sonra Ulan Batura vardığımda bir plazanın en üst katında şarap içiyor ve yaşadıklarıma gülüyordum. Bisikletle çöl geçmek enteresan bir duygu hiçliğin ortasında tek başınasın. Benim için yalnızlığın kelime anlamı çölde netleşti. Hayat %50 ses %50 hareketten oluşur. Orada hiçbir şey yok. Yolculuğumda ilk defa sessizlikten yalnızlıktan rahatsız olmuş korkmuştum. O günden sonrada zaten Çöl geçişlerim her kıtada oldu. Ve çölleri sevmeye başladım. Bisikletle çöl geçişi konusunda dünya rekoru da kırdım başvurumu da yaptım. Bu yıl içinde Bu rekorun resmileşmesini de bekliyorum.
4- Son 3 yılını düşünürsek aylık ortalama maddi harcaman nedir?
Yeme, İçme, vize ücretleri bu kapsamda bakacak olursam aylık giderim 300$. Şimdiye kadar 42 ülkeyi bisikletle gezdim bu ülkeleri defalarca gezecek halim yok. Ulusal müzelerine giderim, Sanat müzelerine giderim. Varsa Operaya giderim. Rusya’da Bolşoy tiyatrosuna sadece tek bilete 600TL verdiğimi hatırlıyorum. Ayrıca 3 senedir düzenli finansal destekte bulunduğum projeler ve burs verdiğim öğrenciler var. Dünya seyahatimle birlikte para kazanıyorum fakat yolda bu paraya ihtiyacım olmuyor. Bende elimdeki imkanları dünya turum ile gerçekleştirdiğim projelere kullanıyorum. Yabancı dil eğitim bursu, gezgin bursu, sporcuya destek. Neden bunu yapıyorsun diyen olabilir? Yarın başımıza ne geleceğini kimse bilemez imparatorlar krallar hepsi şuan toprak altında. Bu turu bitip bitiremeyeceğimin bir garantisi yok. Takip edenler başıma neler geldiğini nasıl kazalar geçirdiğimi az çok bilirler.
5- Sınır geçişlerinde bisikletle ülkeye girmek sıkıntı oluyor mu? Vize işlemlerini nasıl yapıyorsun?
Sınır geçişlerinde şahsen sıkıntı yaşıyorum. Çünkü pasaportta gümrük görevlilerinin ilk defa karşılaştığı vizeler var. Mesela Avrupa’ya Finlandiya’dan girmişim. Bir buçuk sene sonra Hollada’dan ingiltere’ye geçeceğim. Pasaportta Schengen vizesi yok. Gümrük görevlileri tabi sistem dışı bir şeyle karşılaşınca şaşırıyorlar. Özel vizelerle geçmiştim. İsrail’in damgası var fakat bakıyorlar bütün Arap ülkelerini gezmişim. Hayırdır ağa bu adam ne ayak diyen oluyor? Gittiğim ülkede gideceğim ülkenin büyükelçiliğine uğrayıp vizelerin ücretlerini ödeyip öyle alıyorum. www.gurkangenc.com/en bu sitede yol anılarımı İngilizce paylaşmam yetkililerin gerçekten ne yaptığımı görmelerini sağlıyor. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bu konuda destek veriyor. Başka bir sıkıntı yaşadığım mevzu da bisikletin arkasında insanız hava aracı taşımam, Gps, yol takip sistemi, son model kameralar gece video çekim yapabilecek ekipmanlar derken haliyle gümrükteki görevliler kıllanıyor. Bu yüzden birçok ülkede gizli servis veya sivil polisler tarafından takip edildiğim olmuştur. Hatta bazen ülkenin iç işleri elçiliğimize telefon açarak hakkımda şikayette bile bulunulmuştur.
6- 33 Yaşındayken her şeyi bırakıp 7 yıllık bir geziye çıkmak birçoğumuzun hayal bile edemeyeceği sıra dışı bir yaşam şekli. Normalde bize öğretilen; askere gitmek, çalışmak, düğün yapmak, çalışmak, çocuk yapmak, çalışmak, kredi borcu ödeyerek ev ve araba almak. Bu çarkın içinden kendini nasıl çıkardın? Çarktan çıkmak isteyenlere ne önerirsin?
Özel bir çaba sarf etmedim Mehmet. 2010 Aralık da Güney Kore’de çadırımın içinde bir video çektim “Eğer imkanım olursa tüm dünyayı gezerim” demiştim. O imkanları yaratmak lazımdı. Bekleyerek olmuyor. Öncelikle dünyayı gezmek için evrensel bir meslek sahibi olmam gerekiyordu. 2011 Mart ayında Türkiye’ye dönmüştüm 2012 Eylül ayında Dünya turuna çıktım. Küçük hedefler koyarak büyük hedefe ulaştım diyebilirim. Bir hayalimi gerçekleştirince sonrasına hep yenilerini koydum. 2010 da ilk seyahatimde neler yaptıysam hala aynı şekilde devam ediyor. Sadece biraz daha dallanıp budaklandı o kadar.
7- 3 Yıldır yoldasın. Bu süre içinde kaç geceni çadırda geçirdin?
%70 Çadır %20 Ev misafirliği %10 Otel veya hostel diyebilirim. Çadırda konaklamayı seviyorum.
8- Kaç dil biliyorsun? Benzer geziyi yapmak için yabancı dil şart mı?
Türkçe, İngilizce biliyorum. Çinceyi baya öğrenmiştim unuttum fakat gittiğimde gene hatırlarım, Uzun süredir Arap topraklarında gezdiğimden Arapçayı da az biraz anlıyorum. En azından yolda ihtiyacım olacak kadar konuşuyorum. Beden dilim iyidir el kol vücut hareketlerini iyi kullanırım.
9- Yemek işini nasıl yapıyorsun? Genel olarak bir günde ne yiyorsun?
Yemek olayı önemli bir konu. Bisiklet üstünde günde 5000 Kaloriden fazla kaybediyorum. Bisiklet yüklerle beraber 60 kg normalde bir günde 100km çok rahat alıyorum. Sabah Kahvaltıda Müsli yerim. Su ile karıştırırım içine başka bir şey atmam. Öğlen ve Akşamları makarna haşlarım. Yağ koymam tuz koymam. İçine bir adet konserve Tuna atarım onun içindeki yağ ve tuz yeter. Kamp yapmadan önce bir markete denk gelirsem sebze meyve alırım. Bazı bölgeler vardır ki bu süreç aylarca devam eder ve yediğim yemekle kaybettiğim kaloriyi karşılayamam. Önümdeki süreci ona göre hesaplayıp. Bazı alanlara girmeden önce eğer uzun süreli konaklamalar veriyorsam kilo almaya çalışırım böylelikle yoldayken hem o kiloları veririm hem de kas kaybını engellemiş olurum. Çok zayıf olduğum fotolar da var kilolu olduğum fotolarda. Her bölgenin yemeğini, sebzesini meyvesini yerim. Yemek ayrımım yoktur.
10- Elbet değişkenlik gösterse de günün kaç saatini bisiklet üstünde geçiriyorsun?
Suudi Arabistan’da Hayber şehrinde bir gün din polisleri eve yemeğe davet etti. Tabi aile büyükleri falanda geldi. Amca sordu günde kaç kilometre gidiyorsun diye. Normalde 100 km giderim fakat illa bir noktaya varacaksam 200 kilometre de yaparım dedim. Amca da “bizim develerde günde 100 kilometre yapar zorladık mı 200 yapıyorlar. Maşallah Gürkan Bey deve gibi adamsınız” demişti.
Canım ne zaman isterse o zaman yola çıkıyor veya ne zaman istersem o zaman duruyorum şu kadar saat üstünde kalıyorum demek zor. Fakat ortalama günde 80-100 km arasını çok rahat yol alıyorum.
11- Hiç dinlenmeden bisiklet üzerinde yaptığın en uzun yol kaç km?
60 kg bir bisikletle hiç dinlenmeden yani ayağım yere değmeden en fazla 60 km gittim. Ocak 2013 Rusya Hava sıcaklığı -42 dereceydi. Sadece restoranlardan restoranlara durabiliyordum. Bisiklet üstünde hissedilen sıcaklık – 57 dereceydi ve nabız 150 üstünde atıyor. Dinlenmek için durursam ölürdüm. Buzlu ve karlı alanda o bisikleti sürmek hakikaten çok zordu. Bir günde aldığım en uzun mesafe de Suudi Arabistan’da çöl geçişi sırasında oldu 220Km. Sanırım bir daha da bu kilometrenin üzerine tur bisikletimle çıkmam. Boş bisikletle sanırım günde 400 veya 500 km gidebilirim. Avrupa da bu tarz yolculuk yapan bisikletliler de var.
12- Gittiğin ülkedeki gezilecek yerlere de uğruyor musun, yoksa amaç yolu bitirmek mi?
42 ülke gezdim şu zamana kadar gitmediğim ulusal müze bir iki tane vardır. Onlarda kapalıydı o yüzden gidemedim. O ülkelerinde başka müzelerini gezmişimdir. Sanat galerisi varsa takip eder bulur giderim. Avrupa Seyahatimde Opera ve Tiyatroya çok gittim. Yakın tarihte en son Katar’da Operaya gittim. Gezilecek yerlerini gezer yöresel yemeklerini yerim. Ki ayrıca bisikletle gezdiğimden dolayı köy köy gezip insanların evine misafir olur kültürlerini gözlemlerim yaşamlarına birebir tanıklık ederim. Onlar benim kalbime ben onların kalbine dokunurum aile oluruz.
13- Bisikletin bozulursa, tekeri patlarsa her şeyin tamirini yapabiliyor musun?
Evet, bisiklette yer alan çantalarda hemen hemen gerekli her şey var. Yedek dış lastik, iç lastikler yama takımları, rulmanlar ön ve arka yedek dişlileri. Anahtar takımları jant telleri. Kadro alüminyum ve Türk markası Kron. Firma özel olarak bu tur için üretti. Şimdiye kadar 33 ülkeyi ve 38200km devirdi herhangi sıkıntı yok.
14- Aile ve arkadaş özlemi haricinde en çok özlediğin şey nedir?
Türk yemeklerini özlüyorum. Bizim mutfak gibisi yok. Fenamı olurdu her sabah yola çıktığımda bir büfe bulsam. Beyaz peynirinden domatesine zeytinine kadar kahvaltı tabağı olsa. Zeytinyağlı dolma mesela aboo olsa da yesem. Sağolsunlar gittiğim ülkelerde beni takip eden anneler her daim bana Zeytinyağlı yaprak sarma veya dolma yapmışlardır. Hepsine çok teşekkür ederim.
15- Yaptığın bu yolculuğun en zor noktası ya da seni en çok zorlayan şey nedir?
Bazen hakikaten çok gereksiz yollara giriyor ve kendimi çok zorluyorum. 6 senedir gezerim tek bir kere dememişimdir “ben burada ne yapıyorum” diye. Fakat bu cümleyi Etiyopya’da bir yokuşu çıktıktan sonra karşımdaki manzarayı görünce demek zorunda kaldım. Ufuk çizgisine kadar balta girmemiş bir orman yerleşim yeri yok, yol yok ve tek başımayım işte o noktada “Lan burada ne yapıyorum arkadaş” dedim. Hayır, ortamda aslanların olduğunu da biliyordum fakat yolun bu kadar da ıssız olacağını hiç düşünmemiştim. Babam bile o coğrafyadan çıktıktan sonra yolla ilgili bir mesaj attı ki onlarda internet sayfamda verici sayesinde nerede olduğumu takip ederler sitede Gürkan Genç Nerede diye bir bölüm var. “Oğlum sanırım çok zor bir yerden geçtin” diye mesaj attı. Adam bile uydudan durumu anlamış. O yol beni sonrasında Etiyopya içindeki Somalilerin bölgesine çıkarmıştı. Bazen oluyor işte böyle durumlar hehe..
16- Bisikletin ile gece yolculuğu da yapıyor musun?
Hayır, gece yolculuğu yapmıyorum. Gece yolculuğu yapmam için bütün ekipmanlarım da var fakat Sabah 6:00 Akşam 18:30 Saatleri arasında pedallamayı tercih ederim. Gün batmadan çadırımı kurup yemeğimi yapıp yerim. Sonrada çadır içinde ya yazılarımı yazarım. Veya elektronik kitabımdan bölge ile ilgili kitaplar veya romanlar okurum. 4 senede içinde yolculuk anında 34 kitap bitirme imkanımda oldu.
17- Bu gezin süresince kendine koyduğun kuralların var mı? Varsa neler?
Var. Mesela kamp yerleri benim için önemli. Çadırı kurduğum alanın kriterleri var. Çadır içinde uyuma pozisyonum önemlidir. Gasp ve hırsızlığa karşı aldığım bir önlem. Yanıma bisikletle seyahat etmeye gelmek isteyen çok oluyor. Daha önce birlikte pedal çevirmediğim veya tanımadığım insanlara hadi gelin gezelim diyemem. Kimsenin olmadığı yerlerden geçiyorum. Kalkıp bir noktada ben yapamayacağım derse olmaz. Daha önce Kadın arkadaşlarım eşlik etti. Onlar olduğunda turu biraz daha yumuşatıyorum. Öyle pek bilinmeyen noktalara gitmemeye çalışıyorum. Tek başıma çok risk alıyorum başkaları varken bu riskleri alamam. Gemi de nasıl tek bir kaptan varsa bu turunda kaptanı belli. Yanıma pedallamaya gelen arkadaşlarım kafalarına göre gezemez, rota çıkartamaz veya kamp atamazlar. Bu şekilde gezeceklerse zaten kendi yoluma giderim.
18- Yoldayken başına şuan bize anlatamayacağın şeyler muhtemelen gelmiştir ama en etkilendiğin bir olayı anlatabilir misin?
Çok anı var çok şey anlatılabilirim. Toplamda 6 senedir yollardayım. Mesela hala ön yargılarım olmasına şaşırıyorum. Bu ön yargılar tabi ki yaşanmışlıklarla tecrübelerle tek tek yok oluyor. O anları yaşadığımda kendime gülüyor ve hala yolun başında olduğumu anlıyorum. Hayatım boyunca öğrenmeye devam edeceğim.
19- Sosyal medya paylaşımların ve internet siten için günün ya da haftanın ne kadarını harcıyorsun?
Mesela çektiğim görüntülere montaj yapmam 2 günümü alır o kadar çok video var ki. Hemen hemen hepsini seyreder arasından müziğe uygun olmayanları elerim. Fotoğrafları düzenlemem de yarım günümü veya bir günümü alır. İnternet sayfasına fotoğraf destekli bir yazı yüklemem bir günümü alır veya daha fazla. Yazılarımı görme engelli arkadaşlar için seslendiririm. Bu da çok zamanımı alır. Her ülke ile ilgili 5000 kare üzerinde fotoğrafım oluyor bunların bir kısmını internete yüklerim. Bu da baya zaman alıyor. Fakat bu paylaşımlar sayesinde yol aldığımı da söylemem lazım. İnternet sayfamı fırsat buldukça güncelliyorum bir dergi veya gazete gibi. Bundan da keyif alıyorum. Yazmak güzel.
20- Türkiye’de sponsor bulmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu konudan muzdarip misin? Söylemek istediğin bir şeyler var mı?
750 küsür firmaya dosya yollamış, 400 küsürü ile yüz yüze görüşmüş ve sıfır sponsorluk alan biriyim. Bu konu ile ilgili bir yazım vardı blog da okunma rekorları kırmıştı. Sonrasında o yazıyı kaldırdım. Niye sinirleniyorum ki? Ne bekliyordum? Şuan yaptığım dünya seyahatine destek olan firmalar var. Fakat onlara sponsor dersem ayıp etmiş olurum. Bisikletle dünya turu benim çocukluk hayalimdi. O firmalarında hepsi benim bu hayalimin ortağı oldular. Hayal ortaklarım. Kimse bana şuraya git bunu yap logomuzu göster aman bizim fotoğraflarımız gözüksün, yok yediğin yemeklerin fişlerini topla kaldığın otellerin fişlerini getir ona göre sana para vereceğiz demez. Bunu sponsorlar ister bunları isteyenler sponsorlardır. 4 senedir bir kere bile dememişlerdir ki “ya biraz bizden bahset” arkadaş benim işim gönül işidir. Zaten kelle koltukta gidiyorum. Bu firmalarında benim yapacağım reklama ihtiyaçları yok. Ha nasıl mı bana destek oldular? Her firmanın ya sahibini tanıyorum veya arkadaşlarımın arkadaşlarıydı. Yani bendeki olay arkadaşlık ilişkilerine dayanıyor. Biz birlikte yol alıyoruz ve iyi bir aileyiz. Yolculuk bitince de bu aile dağılmaz. Böyle devam ederiz.
21- Sponsorların hangi firmalar?
www.gurkangenc.com sayfasında kimlerin nasıl destek olduğu en ince ayrıntısına kadar yazıyor. Merak eden sayfadan bakabilir.
22- Güvenliğini nasıl sağlıyorsun? Korkmuyor musun?
Bir gün ıssız bir yerde önümde bir araç durdu ve levye ile bir adam arabadan indi. Araç sonrasında U dönüş yaptı ve yolun karşı tarafına geçti. Yolu kimse kullanmıyordu. Kaçmak anlamsız olacaktı. Halkın içinde aylardır geziyordum. Neleri sevdikleri neleri yediklerini çok iyi biliyordum. Ülkenin erkekleri “Kurtlar vadisi” dizisine hayrandılar. Hiç istifimi bozmadan adamın üstüne doğru pedallamaya devam ettim. Adama yaklaştığımda “ LAN Memati Kevharek? Gel hele Şu şehir nerde bir göster?” bu cümle öncelikle benim Türk olduğumu belli eti sonrasında Müslüman olduğumu da anladı. Bana sataşmaya cesaret edemedi veya istemedi. Kaçmaya kalksam büyük ihtimal dayağı yemiştim. Dayak yediğim yerde oldu veya tutuklandığım, veya gece uyurken çadırıma ateş açıldığı gibi gibi bir dolu olay var. Filmin sonunu bilmiyorum fakat adrenalin ve macera dolu filmleri hepimiz çok severiz. Hayatta zaten bir film şeridi gibi çok hızlı akıp gidiyor. Hala Japonya’ya giderken o attığım ilk pedalı dünmüş gibi hatırlıyorum. En neticede yanımda silah taşımıyorum. Allah a emanet : ) Fakat kendime göre tedbirlerimi de alıyorum.
23- Hiç gezine ara verecek kadar hasta oldun mu? Hasta olunca ne yapıyorsun?
2013 şubat ayında Kuzey Kutup Dairesinden aşağı doğru inerken bir kaza geçirdim ve sol bacak baldırımdaki kası yırttım. Stockholm’e 400 kilometre kalmıştı fakat artık bacak iptal olmuş pedallayamıyordum. 25 gün bisiklete binememiştim. İsveçli bir aile misafir etti. İngiltere’de dağ bisikleti parkurunda düşüp sol kaburgalarımı kırdım. O sıra yol arkadaşlarımda vardı çadırda uyurken acılar içinde kalkıyor yatıyordum. Ürdün de bisikletten düştüm Sağ iki kaburgamı kırdım. Gene aynı şekilde yola devam ettim. Kaburgaların iyileşmesi uzun zaman alıyordu. yolda iyileştiler fakat çok acı çektim. İsrail Filistin arasında insanız bölgede gezerken bisikletten düşmüştüm. 5 boğumlu siyah bir akrep içime düşmüş yolda giderken kalbime yakın yerde dahil olmak üzere 4 defa soktu o sıra video kayıdı da yapıyordum. “ Aaa akrep soktu diye” bir video da arşivde var. Yolda ölecek miyim kalacak mıyım belli olmadan çok hızlı bir şekilde 8 kilometre mesafedeki köye giderken o bisiklet o yüklerle hoplamaktan zıplamaktan kırılmadı. Sanırım bu turu çıkartır haha. Ambulans geldi tedavi yapıldı. Cezayir’de 61 derece pedallarken halkla birlikte yemek yemekten onları açık sularını içmekten zehirlendim. Sahra çölünün ortasında yer alan ufak bir şehrin meydanına geldiğimde gün boyunca kusmaktan ve yorgunluktan bayıldım. Halk yardım etmiş tam 20 günde kendime zor gelmiştim. Suudi Arabistan’da tır çarptı 2 operasyon geçirdim. Çölün ortasında bir köyde hastanede 3 gün kalıp kafamda ve yüzümde 40 dikişle Bahreyn’e pedal çevirdim. Bu arada tır çarptıktan sonra bir selfi çekmeyi başardım. Sanırım o fotoğrafı birkaç kişi dışında kimse göremeyecek. Bahreyn elçimiz ve oradaki Türkler beni gördüklerinde şok geçirmişlerdi. Ha bu arada Damam Şehrinde bekleyen yaklaşık 1000 kadar Türk öğrenciye de o halde sunum verip. “Çocuklar hayat devam ediyor her düştüğünüzde ayağa kalkın ve devam edin bu sizi daha güçlü yapacaktır” demişimdir. Karşılarında canlı bir örnek olması iyidi. O çocukların hepsi o gün orada benle çektikleri fotoğrafları sosyal medya da yayınlamamışlardı çünkü insanları üzmek istememiştik. Sonrasında Bahreyn’de hem Arap okullarına hem de uluslararası okullarda sunumlar vermeye devam ettim.
Şuanda Gayet iyi, sağlıklı ve güçlüyüm yoluma Doğu Afrika’da devam ediyorum.
24- Vitamin ya da enerji verecek şeyler kullanıyor musun?
Yolda kuru yemiş bulursam alırım. Onun dışında bol bol muz tüketirim. İlaçmış hapmış kullanmam.
25- Bu son gezine başladığında kaç kiloydun, şimdi kaç kilosun?
Kilo olayı yukarıda dediğim gibi değişken bir olay Mehmet. Normalde benle bir ay pedallayan 2 beden kaybeder. Gelen arkadaşlarda durum bu oldu. Durduğum zamanlarda kilo alacak şeyler yemeye çalışırım. Yolda zaten hepsi gidiyor. Boyum 1.86 kilo 84. Tabi burada biraz bacak kası da var.
26- Hem benim, hem senin hem de yeni gelecek takipçilere söylemek istediğin bir şey var mı?
Süslü ve özlü sözleri olan biri değilim biliyorsun. Argo kelimeler kullanarak yol anılarımı yazdığım için bile öğretmenlerimiz tarafından çok eleştirilirim. Kimseye de kalkın gezin, evde oturmayın şöyle yapın böyle yapın demem. Hayallerini gerçekleştirmeye çalışan biriyim fazlası yok. Sorduğun sorulara samimiyetle cevap vermeye çalıştım. Herkesin hayattaki sorumlulukları farklı. Sadece kendime arada bir “bu hayat bitecek unutma ve ona göre yaşa” dediğimi söylemek isterim. Hayallerini gerçekleştiren insanların geleceği değiştireceğine de inanıyorum.
27- (Kişisel sorum) Şuan Panama’dayım ve muhtemelen güneye doğru ineceğim. Tahminen ne zaman ve nerede buluşuruz? Brezilya amazonlarında yerlileri armaya var mısın?
2016 yazına oradayım. 2011 de yola çıkmadan tur rotamı ona göre çizmiştim şimdilik zamanlama uyuyor gibi tabi yol ne gösterir bilinmez. Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında bir kabilenin kızına gönlümü kaptırabilirim kim bilir? Ayrıca o dönemde Olimpiyatlarda başlıyor. Hem milli sporcularla da birlikte oluruz destekleriz güzel olur. Sonrasında sana takılırım sırt çantası ile gidip yerlimi buluyoruz az bilinen yerlerimi keşfediyoruz bakarız.
Mehmet seni ve takipçilerini Öpeyrum. Afrika’da yoluma devam ediyorum. Sana ve yolda olan gezgin arkadaşlara da iyi yolculuklar. Dikkat edin kendinize.
Velhasıl, yolda başına bin bir türlü olay geldiği, 3 kişiden dayak yiyip, ellerinde bıçaklı adamların kovaladığı hatta göğsüne makinalı tüfek dayanıp, parası istendiği halde hayalinden, amacından, yolundan şaşmayan ve bisikletinin arkasındaki Türk bayrağını onlarca ülkede taşıyan bu demir atlı adamın dünyayı keşfine şahit olmak isterseniz takip edin;
Facebook
Instagram
Twitter
Vimeo
Websitesi
Muhteşem azimin neticesinde bir başarı hikayesi. Kazasız belasız mutlu anılarla yolculuk geçirmesi, geçirmeniz dileğimle.
Teşekkürler.
2 merakla takip ettiğim gezginsiniz… Harika bir yazı olmuş :)
Teşekkürler. Övgüyü hakeden Gürkan’dır ;)
Adam hayallerini izlemiş. Mükemmel.
Mehmet 1000 takipçin olduğu zamandan beri takip ediyorum seni, Allah yolunuzu açık etsin, Gürkan Genç’i de seninle yazınla birlikte tanıdım, bizleri tecrübelerinden, resimlerinden ve paylaşımlarından eksik bırakma. Umarım yolcuğun dilediğin gibi devam eder.
Teşekkürler, eksik olmayın.
Gürkan Genç bir azmin ve başarının yaşayan öyküsüdür. Japonya’ya yolculuğa çıktığından beri öyküsüne bizi de ortak etti. Artık bilgisayarı açtığımda ilk iş Gürkan birşey yazmış mı blog’a bi bakayım diyerek açıyorum. Öğrencilerime arkadaşlarıma bir şeyden yıldılar mı bu adamı örnek gösteriyorum. Geçen sene facebook ‘da önerilen sayfalarda gördüm sizi ve ilgilimi çekti yaklaşık 1 yıldır takip ediyorum. Gürkan ile çok yönden benzerlikleriniz olduğuna inanıyorum. İkinizin de ortak bir noktası Karadenizli olmanız, sizin bilmiyorum ama Gürkan’ın bisikletle Japonya’ya tura başlama noktası Samsun’dur. Her ikinize de Samsun’dan selamlar.
:) Selamlar.
Her gece açıp okuyorum sizin yazılarınızı ve internet sayfanızı facebook vs. İnş bende birgün bir 10 senemi ayırabilirim geç olmadan
Darısı size olsun.
Bana pes artık dedirten bir hikayeydi 7 yıl dünya turu..Ben motorlu taşıtlarla 1 yıl bile dayanamayacagımı biliyorum fatal error verirdim hemen, bisikletle 7 yıl düşünemiyorum.
Harika bir hikaye….Sizleri tanımak umut veriyor..Allah yolunuzu açık etsin
Amin, tesekkurler.
Ekim 2015 ise Panamada oluş tarihiniz aşağı yukarı aynı tarihlerde oradaymışız..
Benim hayatımın kırılma noktası oldu Panama..
Gürkan Genç in yazılarını ve seyahatlerini takip ediyorum..
Ancak size bugün çok tesadüfen google a Cancuna gidersem nereleri görmem gerekir yazmamla tanıştım..
Güney Amerikanın çok küçük bir bölümünü ilk yurtdışı seyahatimde gördüm..
Hedefim tamamını görmek..
Bunun için sabıra ihtiyacım var sadece..
Zamanı geldiğinde bir kadın olarak bir sırt çantasıyla bende o kervanda olacağım..
Saygılar ve iyi seyahatler…
Bazen inanılması güç şeylere inanmanın şaşkınlığını taşırsınız üzerinizde.. İşte tam o andayım.. Gerçekten canı yürekten tebrik ediyorum.