Panama Gezi Notları -1-
Bir ayımı geçirdiğim Panama hakkındaki tek nefeslik görüşüm.
Aşırı kozmopolit bir yer. Bunun en büyük sebebi; Panama Kanalı inşasında dünyanın her yerinden işçiler gelip çalıştığı ve sonrasında da ülkelerine dönmediği için hiç ummadık yerde ummadık milletten insanla tanışabiliyorsun. Tabi yine ağırlıklı olarak Asyalı ve Çinliler mevcut. Diğer orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi Çinliler burada da marketleri işletiyor. Marketin yanı sıra bir çok restoranı da işlettiklerini gördüm. Çinliler Panama’ya öyle bir yayılmışlar ki ufak bir adaya gidiyorsun, hepi topu iki tane market var ikisi de Çinlilere ait. Ülkeye ilk geldiğimde bu zengin insan çeşitliliğinin güzel olabileceğini düşünmüştüm ama bir ayımı burada geçirdikten sonra kararım değişti. Hala ülkede çok fazla yabancı çalışan var. Pahalı bir ülke olduğu için özellikle Kolombiya ve Venezuela’dan birçok kişi buraya çalışmak için geliyor. Karayip tarafında yaşayan Karayip siyahileri ise pek çalışmayı seven tipler değil. Günde 4-5 saat çalıştı mı bu onlar için fazlasıyla yeterli. Gördüğüm kadarıyla uyuşturucu işinden gelen kolay paraya fena halde alışmışlar. Ülkede bembeyaz tenli kişiler de var simsiyah tenli kişiler de. Ama şunu çok rahat söyleyebilirim; şimdiye kadar hiçbir yerde bu kadar soğuk ve yabancıyı sevmeyen siyahileri görmemiştim. Onlar için eğer sen beyazsan, gringo’sun yani ABD vatandaşısın, paran var ve yontulacak kazsın. Bastimentos adasında akşam bir mekana girerken gözümle şahit oldum, eğer beyazsan siyahilere göre iki kat giriş parası ödüyorsun. Sürekli ırkçılıktan şikayet eden siyahileri bu şekilde görmek ne yalan söyleyeyim beni biraz şaşırttı. Ülkenin bana tuhaf gelen diğer bir özelliği de bazı bölgelerinin yerlilere ait olması ve o bölgelerin Panama’dan ayrı bir ülkeymiş gibi işlev görmesi. Kuna Yala ve Embera yerlilerinin kendilerine ait özerk bölgeleri var ve buralara pasaport kontrolüyle giriş-çıkış yapılıyor. Yerlilerin kendilerine has polisleri ya da güvenlik güçlerinin olduğu söylense de pratikte bunu görmedim. Yani kağıt üstünde sanki o bölgeler Panama’dan ayrı bir cumhuriyetmiş gibi gösteriliyor ama gerçekte her şey yine Panama Hükümeti kontrolünde. Ayrıca parlamentoda bu yerlilerin temsilcileri olduğunu da belirteyim. Bahsettiğim yerliler ise geleneklerini bayağı bir korumuşlar. Günden güne yaşam şekilleri modernleşiyor olsa da bu tarz gezi sevenler ve yerlilerle iletişim kurmak isteyenler için Panama hala bulunmaz bir nimet. Kosta Rika’dan sonra Orta Amerika’nın en pahalı ülkesi. Dolayısıyla bize göre de biraz pahalı diyebilirim. Son yıllarda Panama Kanalının işletmesi Panama’ya geçtiği için ülke ekonomisinin daha da iyiye gittiği söyleniyor. Ülkedeki şehirleşme ise biraz tuhaf. Panama City haricindeki diğer şehirler bizdeki ilçe tarzındaki yerler gibi. Panama City ise ayrıca ele alınması gereken bir kent. Şehrin bir tarafı gökdelen, iş merkezi ve AVM’lerle donatılmışken diğer tarafı gecekondu mahalleleriyle dolu. Arada uçurumlar var. Panamalılar bu modern bölgelerle övünüyor olsalar da trafikte ya da toplu taşımada bu iki grup insan e nihayetinde yan yana geliyor. Sen istediğin kadar şehrin bir bölgesini modern yap, diğer tarafa hiç dokunmayınca ülke maalesef sınıf atlayamıyor. 4 Milyon nüfusa sahip Panama’da anadil İspanyolca. Kendi paraları olsa da herkes Amerikan Doları kullanıyor ve ülkenin ana para birimi ABD doları gibi bir şey. 2.000 USD ile Orta Amerika’daki en kolay oturma izni veren ülke burasıymış. Son zamanlarda Türk dizileri Panama TV’lerinde boy göstermeye başladığı için diziler sayesinde bizden haberdarlar. Şehir merkezi ya da dışı farketmeksizin ülkenin heryerinde kumarhane görmek mümkün. Aşırı güzel Karayip adaları ve doğal parkları olsa da kendisini turistik olarak henüz tanıtamamış bir ülke. 300 Den fazla irili ufaklı San Blas adalarının olduğu bölge eğer Avrupa’da olsaydı bir Pisa Kulesi ya da Venedik gibi tatil denilince akla gelebilecek ilk 10 yer arasına muhakkak girerdi. Eğitim sistemi ise genel olarak diğer Orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi paran varsa özel okula gidip iyi eğitim alıyorsun, paran yoksa devlet okuluna gidip iyi eğitimden mahrum kalıyorsun. Kağıt üstünde ülkede asker olmadığı söylense de Kolombiya sınırına yakın yerlerde tanıştığım asker görünümlü kişiler, kendilerinin profesyonel asker olduğunu söyledi. Yani araştırma yaptığında askerlerini lav ettiği bilgisine ulaşılsa da pratikte öyle olmadığını söyleyebilirim. Uyuşturucu trafiğini engellemek ya da sınır geçişlerindeki kontrolü sağlamak için asker görünümlü polisleri kullanıyorlar ama dediğim gibi onlarla konuştuğumda da polis olmadıklarını, profesyonel asker olduklarını söylüyorlar. Ülkeye giriş ve çıkışımda yerlilerin ciddi protestolar yaptığına şahit oldum. Ana yolları kapatıp, günlerce araç trafiğini durduruyorlar. Ta ki istekleri gerçekleşene kadar. Problemin derinine çok inmesem de konuştuğum lokal kişiler bu tip eylemlerin sık sık yapıldığını söyledi. Güvenlik konusunda eğer kurallara uyarsan sıkıntı yaşamazsın. Karayip taraflarında kapkaç olayları çok meşhur. Sahilde çanta ya da değerli eşya bırakmak pek mantıklı değil. Panama City’de ise gündüzleri bile girilmemesi gereken çok tehlikeli sokakları var. Bahsettiğim kurallar; bu sokaklara girmemek, kapkaç olaylarına karşı hazırlıklı olmaktır. Sadece Panama’yı görmek için Türkiye’den buraya gelip, gitmek biraz lüks kaçabilir. Ama olur ya civar ülkelerine gelinirse Panama yerlilerini görmek ya da San Blas adalarına gitmek için listeye muhakkak eklenmeli.
Alttaki videodan kısa bir Panama özetini izleyebilirsiniz;,
Linkten ise gezi yazısına devam edebilirsiniz;
Panama Gezi Notları -2-