Tahta Kurusu, Bed Bug ve Keneden Korunma Yöntemleri
Takta Kurusu – Bed Bug
Eğer otel ve hostellerde çok konaklıyorsunuz tahta kurusu ya da İngilizce adıyla bed bug denilen böceklerle karşılaşmanız muhtemeldir. Bu tür böceklerin sadece hostellerde olduğunu sanmayın, otellerde de görebilirsiniz. Bu böcekler ışık varken kolay kolay ortaya çıkmazlar. Ne zaman ki siz yatakta yatmaya başlarsınız, artık insan kokusunu mu alıyorlar, ne yapıyorlarsa yavaş yavaş gün yüzüne çıkarlar. Üstünüzde gezinse bile hissetmezsiniz, o kadar berbat bir durumdur. Pire kadar çok ufak olanlarını görmüş olsam da genelde alttaki fotoğraf ve videoda da göreceğiniz gibi çıplak gözle de baya baya görünürler. Odadaki yer, tavan, yatak ve benzeri şeyler ne kadar tahtadan yapılmaysa bu böceklerin bulunma ihtimali de aynı oranda artar. Klasik olarak ilk bakacağınız yer yatağın altıdır. Altı derken zemini kastetmiyorum. Yatağı elinizle kaldırın, bazanın içine bakın. Sonra da yatağın altına. Genelde yatak ve yastığın dikiş birleşim yerlerinde gezinirler. Eğer böcekleri 3-5 saat sonra ya da ertesi gün farkettiyseniz en temizi; bütün çantanızı başka bir odaya götürüp, tek tek eşyaları kontrol etmektir. Farkına varmadan böcekleri çantanızda taşıyor olabilirsiniz. Başınıza gelecek en kötü şeylerden biri de budur, çünkü uyduğunuz her yere böcek götürmüş olabilirsiniz. Yine böyle bir durumda eşyaları yüksek dereceli suyla yıkamakta da fayda vardır.
Eğer bu tip böceklere karşı ortamdan şüpheliyseniz vücudunuza böcek ilacı sürüp o şekilde yatın. Ama uzun bir geziye çıkıyorsanız ne yaparsanız yapın eninde sonunda bu hayvanlar sizi bir şekilde buluyor. Olur ya tahta kuruları tarafından ısırıldığınızı anlarsanız başka bir problem daha ortaya çıkıyor. Oteli ya da hosteli değiştirmiş, banyo etmiş bile olsanız psikolojik olarak kaşınıyor ya da sürekli sağı solu, eşyalarınızı kontrol ediyorsunuz. Bu durum psikolojinize göre birkaç gün sürebilir. Guatemala’da Volcan De Acetenango‘ya çıkıp bir gece kamp yaptığımızda ABD’li bir kızla tanıştım. Boynundan aşağısı ayaklarına kadar böcek ısırıklarıyla doluydu. Daha önce böcekler tarafından bu denli yenmiş birini görmemiştim. Hepsi bir gecede olmuş. Kızın her tarafı benek benekti. İlaç almış ama yine de tatlı tatlı kaşınıyor diyordu. İşin kötü tarafı ise dediğim gibi psikolojik sorun büyük sıkıntı. 3.600 Metrede, çadır içinde uyurken bile kalkıp sağı, solu kontrol ediyor, tahta kurusu var mı diye bakınıyordu.
Şimdiye kadar farklı zamanlarda 4-5 kere bu tip böceklerin ısırıklarına maruz kaldım. Çok abartı şekilde yenmediyseniz yani atıyorum sadece bir kolunuzu yedilerse bence olayı çok büyütmeye gerek yok. Kaşımamaya çalışın, bir haftaya geçer. Ama biraz daha fazla ısırıldıysanız kaşıntılar bir ay bile sürebilir. Onun için böyle bir durumda direkt ilaç tedavisine başlayın ya da doktorda gidin. Şimdiye kadar bir kere ilaç kullandım. Panama’da Embera yerlileriyle kalırken ne tür bir böceğin istilasına uğradıysam belden aşağım komple yenmişti. Öncesinde ve sonrasında defalarca sağı, solu kontrol ettiysem de böcekleri göremedim. Neyse şehir hayatına döndüğümde direkt eczaneye gidip APO-CETIRIZINA 10mg lık haptan aldım. 8 Saatte bir kullanmak gerekiyor. Kaşıntı hissini %100 kesmese de %85’e indirmişti. Bir de bunun yanında ısırıkların üzerine sürmek için merhem de aldım. Maksat o bölgeler enfeksiyon kapmasın diye. Ne kadar ilaç kullansam da ilk bir haftam çok zor geçti. Abartmıyorum yürürken bile bacaklarım kaşındığı için hareket etmek istemiyordum. Neyse ilaçları bir hafta ya da 10 gün kadar kullandım. Sonrası kaşıntılar dindi ama 1 ay sonra bile halen bazı ısırıklar kaşınıyordu. Bu ilacın iyi olup, olmadığını bilmiyorum. İlacı alın diye yazmadım, sadece kullandığımı belirtmek istedim. Muhtemelen daha etkili ilaçlar vardır. İşin daha kötü tarafıysa aradan neredeyse 6 ay geçmesine rağmen hala bazı yerlerde ısırık izleri var. Kırmızı benekler, yerini çok ufak morluk ya da yeşil lekelere bıraktı. Ama öyle büyük değil, çok dikkatli bakılınca anlaşılıyor. Muhtemelen 1-2 aya tamamen giderler.
Not: Eğer bildiğiniz etkili ilaçlar varsa lütfen yorum kısmına yanızın, hepimiz için kaynak olabilir.
Kene
Gelelim diğer bir sıkıntı kenelere. Eğer orman, dağ tepe gezmeyi seviyorsanız keneler de başınıza bela olabilir. Kolombiya’nın Sierra Nevada dağlık bölgesinde Kogui yerlilerini ararken çok büyük acemilik yaptım ve paçalarımı, çorabın içine sokmadan ormana girdim. O dönem de tam kenelerin dönemiymiş. Yani yılın her ayı bu hayvanlar olmuyor. Bildiğim sadece yaz aylarında çıkıyorlar. Neyse onları farkettiğimde aynı anda bacaklarımda yaklaşık 10 tane kene vardı. Hemen soyunup, hepsini tek tek çıkardık. İlk kene deneyimim olduğu için bacaklarını koparmadan çıkartmaya çalışıyordum ama sonra gördümki bu hayvanın yapısı öylesine tuhafki bacağını koparmak istesen bile kopmuyor. Yani gördüğünüzde çok dert etmeden çıkartın derim. Kimi yerlerde döndüre, döndüre çıkartın diyolar ama ben öyle uğraşmadım. Neyse o gün vücudumdan yaklaşık 16-17 tane kene çıktı. Bir tanesi çok büyüktü ve baya içeri girmişti. Onu da çıkarttım ama 2 gün sonra o bölge bozuk para büyüklüğüne kızarıp, morardı ve hafif de ağrıyordu. Sonra yavaş yavaş geçti.
Kenelerin hepsi öyle iri zannetmeyin. Bazısı o kadar ufakki neredeyse gözle bile görünmüyor. Ormanda yürürken üstüne nasıl çıkıyor ki diyenler için şöyle anlatayım; bildiğiniz ufak bir otu düşünün. İşte o otun üstünde 100 tane kene olabilir. Bu hayvanlar hareketsizken örümcek gibi kapanıyorlar ve hiç göremiyorsun. Ota ayağın sürttündüğünde üstüne atlayıp harekete geçiyorlar. Korunmanın en temiz yöntemi paçalarınızı çorabın içine geçirmektir. Yola çıkmadan önce ayakkabı ve pantolonunuza böcek ilacı da sürerseniz en temizi olur. Ama ben bunları yaptığım halde bile bir tanesi bacağıma yine girmişti. Nasıl oluyor anlamadım.
Türkiye’de keneden insanlar ölebiliyor ama gördüm ki bu durum her ülkede aynı değil. Kolombiya’dakilere durumu anlatınca ne alaka, keneden insan ölür mü hiç diyenler çoktu. O sebeple her kenenin ölümcül tehlikede olduğunu zannetmeyin. Kenelerin nasıl girdiğini ve yataklarda bulunabilecek tahta kurularını görmek isterseniz videoyu izleyin derim;
Gezilerim boyunca fare, yılan, kene, tahta kurusu ve benzeri böceklerle yaşadığım tecrübelerimden kısa bir özet;
– Meksika, Panama ve Kolombiya’da yerlileri ararken toplam 4 kere yılanla karşılaştım. 3’ü boyum kadardı. Hepsinde de güneşleniyorlardı ve onlara 1-2 metre kala ancak farkedebildim. Beni/bizi görür görmez kaçtılar.
– New York, San Diego, Kolombiya, Panama ve Meksika’da kaldığım hostel ve otellerde yatak böcekleri tarafından defalarca ısırıldım. 1-2 Hafta kaşındım, ısırık izleriyse bir ay içinde geçti.
– Panama’da Embera yerlileriyle beraber onların köylerinde kalırken gece boyunca belden aşağım komple tahta kuruları ve benzer böcekler tarafından hunharca yendi. İç çamaşırımın içine kadar nasıl girdiler ve farketmedim hala anlamış değilim. İlaç kullandığım halde kaşıntılar 1 ay sürdü ve ilk bir hafta kaşıntıdan yürüyemiyordum. O sıralar ne çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Aradan 6 ay geçti ama halen bazı bölgelerde az da olsa ısırık izleri var.
– Kolombiya’da Wayuu yerlilerini ziyaret ettiğimde ilk gece tek odalı bir yerde kaldım. Oda hepi topu 5 metrekare ancaydı. Gece uyandığımda farkettim ki tuvalette fare var ve odanın içine girip, çıkıyor. Tuvalette kapı yok, perdeyle kapalı. Ayağa kalktım ve dış kapıyı açtım. Elektrik olmadığı için telefonun ışığını kullanıyorum. Işığı ona tutunca nefes alıp vermesinden, karnının şişip, inmesinden çok korktuğunu anlıyorum. Halbuki ben ondan daha fazla korkuyorum, haberi yok. Neyse sağa sola kovalayarak o benden, ben ondan korka korka fareyi dışarı çıkarttım. Hazır kapıyı açmışken bir, iki dakika içeri hava girsin dedim. Der demez dışarı kovaladığım fare elini kolunu sallaya sallaya ayaklarımın yanından tekrar içeri girdi. Ne yaptıysam geri çıkartamadım. “Burası benim yerim” dercesine inat yaptı ve mecburen ben dışarı çıktım. Dışarıdaki hamakların birinde uyukladım. Sabah kalkıp odadaki çantamı almaya gittiğimde yatağın üstü fare pisliğiyle doluydu.
– Panama’nın Bastimentos adasında hosteldeyim. Hostelin her tarafı açık ve tahtadan olduğu için bu kadar çok hayvan ve böcek çeşitliliğini daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Gece mutfağa girip, ışığı yaktığımda hamam böcekleri papatyanın açılması gibi etrafa kaçışıyordu. Yine gece olunca tuvalete gitmeye çalışırsam, koridordan yürüyüp, neredeyse bir kedi büyüklüğündeki ölmüş farelerin üzerinden atlamam gerekiyordu. Çünkü sokak köpekleri gece hostele girip, fareleri öldürüyordu. Tuvalete girmekle de iş bitmiyor. Bu sefer de kurbağa ya da kurbağaları dışarı çıkartmak gerekiyordu. 5 gecemi geçirdiğim hostel bana hayatımda gördüğüm en büyük fareleri göstermişti.
– Kolombiya’nın Palomino kasabasında hosteldeki odama girdim. Akşam yorgunluğu olduğu için yatağın üzerindeki pijamamı giyip direkt yattım. Uzanır uzanmaz anladım ki pijamamın içinde birşeyler kıpırdıyor. Anında yataktan fırlayıp ayağa kalktım. İç çamaşırımın oralardan başlayıp, bacaklarımı otoban gibi kullanarak paçamdan dışarı çıktı. Neredeyse parmağım kadar büyüktü. Daha önce bir hamam böceğiyle hiç bu kadar yakın temas kurmamıştım.
– Yine aynı hosteldeyken başka şehire gitmek için eşyalarımı hazırladım. Büyük çantamı sırtıma attım ve odadan çıkmak üzereyim. Aklıma odada birşey unuttuğum geldi. Çantayı geri yere bıraktım. Tam o sırada çantanın içinden simsiyah bir akrep çıktı. Boyu çok büyük değildi ama daha sonra Gürkan Genç‘le konuşurken akrepin kuyruğundaki boğumlardan bir hayli zehirli olabileceğini anladım. Çünkü kuyruğu neredeyse hayvanın başına değiyordu.
– Kolombiya’nın Seyviaka köyünde Kogui yerlilerinin evinde kalırken, herkes gibi ben de gece olunca hamakta uyudum. Tahta evdeki tavandan üstümüze doğru pisleyen fareler eşliğinde.
– Kolombiya’da Arhuaco yerlilerini aramak için ormanda yürürken bir gün içinde toplamda 16-17 tane kene bacaklarıma girdi ve hepsini tek tek çıkardım. Genelinde hiçbir sorun olmadı ama sadece bir ısırık iki gün içinde bozuk para büyüklüğünde morardı ve ağrı yaptı. Bir hafta sonra o da geçti. O bölgede kaldığım bir hafta süresince neredeyse her gün bacaklarıma girmeye çalışan bir, iki keneyi çıkardım.
– Ekvador’un Otavalo şehrinde yeni geçtiğim hostel odasında yatakta uzanıyorum. Öğlen saatleri. Sol kolumun arkası tatlı tatlı kaşınmaya başladı. 10 Dakika sonra kafama dank etti ki bu kaşıntı normal değil. Yatağın kıyısını, köşesini kontrol ettiğimde yastığın içine varana kadar her tarafın ufak böceklerle dolu olduğunu gördüm. Odayı değiştirdim. Kolumun arka tarafı ise yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi ufak ufak şişmişti. 2-3 Saat kaşıntı devam etti. Daha sonra geceye kadar sanki kolumdan aşı olmuşum gibi ağrı yaptı. Ertesi gün uyandığımda herşey normale dönmüştü.
Yola çıkmadan önce bunlardan daha fazlasını göze aldığım için hiçbirinden şikayet etmedim.
lavanta konulan yerden uzaklaşır bed bug ve keneler. çarşafları örtüleri lavanta suyuyla yıkayıp yatağın köşe kısımlarına kuru lavanta keseleri konulduğunda giderler.
çantanızda lavanta keseleri bulundurursanız kaldığınız yerde tedbir amaçlı hemen köşelere yastık çevresine koyarak 20 dk kadar bekleyip yatabilirsiniz.yine lavanta yağı ile tütsülenebilir yatak .
Bilgi için teşekkürler.
keneler 12 derecenin üstündeki hava sıcaklıklarında harekete geçerler.kars gibi kışı cok sert geçen bir yerde kene popülasyonu soguktan üreyemez . gezdiğiniz bölgede soguk kışlar olmadığı için kenelerin cokluğu normal diyebiliriz…
Bilgi için teşekkürler.
Abi okurken bile kaşıntı hissi geldi ya. Nasil dayandin bu kadar bocege helal.
Kızım geçen yıl Floransa’da kaldığı bir hostelde tahtakurusu saldırısına uğramış, iki günde berbat olmuş ve Roma’ya adım atar atmaz dört gün sonraki uçağı iptal edip anında dönmüştü. Havaalanından aldığım gibi acile götürdüm, serum takıldı, sonrasında da alerji gelişti. Halini görseydiniz ağlardınız :( Kızımı direk üstüyle başıyla banyoya soktum, sırt çantasını bir poşetin içinde aldım eve, banyo küvetinde açtım ve yıkanabilecek her şey makinada kaynama derecesinde yıkandı. Atmaya kıyamadığı yıkanamayacak şeyleri de poşetlerle derin dondurucuya koyup bir hafta beklettim. Yatağı yorganı özellikle dikiş yerlerinden epeyce bir takip ettik.
Şu an yurt dışında ve hostelde kalıyor ama artık ayrılmaz bir parçası gibi olan Arveles’i hep yanında taşıyor. Sürerek kullandığı bir ilaç daha var, gelsin, öğrenip yazacağım. Tedbiren ahşap başlıklı yatakları olan hostelleri tercih etmiyor korkudan.
İyi dayanmışsınız o saldırıya. Resmen işgal edilmişsiniz ya.
Floransa’da mağdur olan benim :)
Benim tahta kurusu ısırıklarım maalesef başıma iş açtı, vücudum ciddi alerjik tepki verdi. Kollarım, boynum, bacaklarım ve yüzümdeki ısırıkların çoğu şişti, kollarım ve ayaklarımdakilerde su keseleri oluştu. Tedavi başlanması gerektiği için İstanbul’a döndüm, tedavinin onuncu günü bittiğinde su keseleri yeni yeni kayboluyordu. Ayrıca bu alerji bağışıklık sistemimde sıkıntı yarattı. Sonraki aylarda sivrisinek ısırıklarına bile alerjik tepki vermeye başladı ve lenf yolu iltihabı olan lenfanjite dönüştü. Uzun süre en ufak ısırıkta bile eklem şişmesi, kızarma, parmağı bükemeyecek derecede sertleşme yaşadım. Isırılmamı takip eden 4 ay içinde yaklaşık 4 kere lenfanjit geçirdim. Lenfanjite varmayan ama kaşıntı ve şişme ile seyreden alerjik reaksiyonları saymıyorum bile.
Psikolojik anlamda çok yıprattığına kesinlikle katılıyorum, bu durumu kabullenene kadar en ufak kızarıklıkta “yine şişeceğim, yine kabaracak, yine alerjiye dönecek” panikleri yaşıyordum. Geçtiğimiz günlerde tatile gittiğimde böcek ilacıyla banyo yaptım resmen, uykudan uyanıp ilaç sıkar vaziyetteydim.
Böcek ısırıklarına verdiğim tepkinin yayılmasını engellemek ve söndürmek için doktorum Dermovate verdi, ancak kortizonlu bir ilaç olduğu ve bazı yan etkileri olabildiği için doktor kontrolünde kullanmak gerekli. Ayrıca üç kremin karışımından oluşan bir ilaç da kullandım. Alerjilerim lenfanjite dönüştüğü için, lenfanjiti önlemek için Arveles ve solüsyon kullanıyorum.
haşerelerden kurtulmak için bir firmanın reklamı da düşünülebilir..
Çok eksik ve yanlis bilgi verilmis.
Doğruları yazarsanız ben ve okuyucuları bilgilendirmiş olursunuz.
bacağınızı gösterdiğiniz fotoğrafta kıl kökü iltihabı görülmüş. Hepsi ısırık değil. Muhtemelen sürdüğünüz bir şey kıl köklerini yakmış ve kızarıklık oluşmuş.
Tahtakurusu için bit şampuanı na limon sık. Vücut una heryere sur beklet ama elinde sürekli ovala yıkan çarşaf karı kulladiklarini gergin yıka rahat edersin
Karbonat dolaplara halilara eve halılar çamaşır aralarına çekmecelerde dök kuru
Banyo kış in 2gundekasinmavarsa hergunyikan limon bitsampuani ve1 2ay da uyuz losyonu sur rahat larsin
Okilaptus biz sıtma ağacı deriz onun yaprakları nin yağını bir kavanuza üstüne yağ köy 3 hafta gün este beklet vücudun a sur dökülüyor lar kendin yap cercilerdede ar ama evde ucuz olur
Şuan Amerika’da New Hampshire’de kalıyorum. Kollarım çok kötü durumda. Kaldığım odada bedbug istilasına uğradık. Farklı bir odaya geçtim ama nereye gidersem kaşınıyorum ve bedbugları yanımda taşıyormuşum gibi hissediyorum. 1 aydır kollarındaki ısırık izleri gitmiyor kafayı yiyeceğim. Hiçbir şey yaramıyor kaşınmaya. :(((((