TEDx Konuşmacısı Olmak
1.000 gün süren dünya gezimi bitirip, Türkiye’ye dönmek üzereyken birçok TEDx etkinliği için organizasyonu yapan kurumlar bana ulaşarak, konuşmacı olmamı istedi. İlk başta çok heyecanlandım ve sevindim. Ama, sonra anladım ki; Türkiye’de neredeyse onlarca kurum ya da okul son yıllarda TEDx etkinliği yapmaya başlamış. Bazı videoları YouTube’dan izledim ve o an heyecanımı yitirdim. Çünkü merdiven altı dükkanları gibi TEDx etkinlikleri gördüm. 70-80 kişilik ufacık salonlarda bu tip etkinliklerin yapılıyor olması sanırım TEDx konuşmalarının kalitesini de düşürmeye başlamıştı. Konuşmacıların “İlham veren konuşmalar”a bir hayli uzak anlattıkları da bu düşüncemi destekler nitelikteydi. Velhasıl sanki önüne gelen TEDx konuşmacısı olmuş gibi(Belki ben de dahil) bir hava vardı. Dolayısıyla gelen konuşmacı tekliflerine pek sıcak bakmadım. Daha sonra ODTÜ’nün düzenlediği TEDxMETUAnkara’dan benimle irtibata geçtiler. Onların etkinliği ve konuya yaklaşımları, gözüme daha bir profesyonel göründüğü için o etkinlikte yer almak istedim. Türkiye’deki birçok TEDx etkinliği 100-150 kişilik salonlarda yapılırken onların salonu 800 kişilikti. Ki etkinlik günü koltuklar tamamen doluydu ve ayakta da yaklaşık 100 kişi vardı. Velhasıl bu etkinliğe katıldığım için hiç pişman olmadım. Aksine onur duydum. Hazır yeri gelmişken TEDxMETUAnkara 2017 etkinliğinde emeği geçen herkese de tekrar teşekkürler.
Daha önce katıldığım TV programlarındaki konuşmalarımı ya da bu TEDx konuşmamı eleştirenler çok oldu. Oturdukları yerden profesyonel konuşmacı kesilen eleştirmenler; diksiyonumdan, konuşmayı bilmediğime, hareketlerimden, anlattıklarıma varana kadar hakaret ve dalgayla karışık “sözde” beni eleştirdiler. 4 yıldır yoğun bir şekilde sosyal medyayı kullandığım için tabii ki bunlara alışıktım. Ama olur ya içinizden böyle bir konuşma yapacak olanlar varsa; fikir vermesi açısından konu hakkında birkaç şey söylemek isterim.
Katıldığım TEDx etkinliğinde 16 tane konuşmacı vardı. Bunların kimi ünlü kimi de benim gibi ünsüz kişilerdi. Yanlış anlaşılabilir diye kim olduğunu söylemeyeceğim ama konuşmacıların en ünlüsü; 1.000’in üzerinde tiyatro oyununda sahne almış, birçok dizi ve filmde de rolü vardı. O kişi kendi konuşmasını yaparken heyecandan anlatacaklarını unuttu ve konuşmasını yarıda bırakarak sahneden ayrıldı. Herkes ondan öylesine iyi bir konuşma bekliyordu ki; belki de sadece onun için bile izlemeye gelenler vardı. Ben dahil, neredeyse tüm izleyiciler fazlasıyla şaşırmıştı; çünkü kimse bu kadar profesyonel birinden böylesine yarım bir konuşma beklemiyordu. Diğer konuşmacılardan da sahnede aşırı heyecanlananlar vardı. Ben de heyecanlanmadım desem yalan olur.
Muhtemelen bu yazıyı okuyan birçoğunuzun topluluğa karşı hiç hitap etmediğini varsayarsak; böyle bir sahnede, tepenizde onlarca ışık, karşınızda da neredeyse size bakan 1.000 çift göz varken evdeki rahatlığınızda konuşamayacağınızı bilin. Bu gibi etkinliklerde konuşmacı olsanız ya da TV’deki canlı yayınlara konuk olsanız; eminim içinizden adını söyleyemeyecek kişiler bile çıkar. Bu da ayıp bir şey değildir. Profesyonel konuşmacı değilseniz, ki öyle olsanız bile bu tip şeylerin yaşanması bence gayet doğaldır. Sanırım bu gibi konuşmaları başarılı bir şekilde yapmak için; sahnede onlarca kez konuşma tecrübesi gerekli. Katıldığım bu TEDx organizasyonuna kadar yaklaşık 10 etkinlikte konuşmacı olarak yer almıştım. Yer aldığım her etkinlikten sonra daha da tecrübelendiğimi düşünüyorum.
Gelelim herkesin TEDx konuşmacısı olmasına. Yazının başında da dediğim gibi bu duruma ben de şaşırıyorum. TED konuşmaları benim için “İlham veren konuşmalar”dır. Ama, Türkiye’deki birçok TEDx videosunu izlediğimde, ilham alınacak pek bir şey bulamıyorum. Belki konuşanlar alanında başarılı kişiler ama ilham verecek bir konuları yok. Değindikleri şeyler değerli olsa da “ilham vermediği” için haddim olmayarak böyle konuşuyorum. Elbet ki benim konuşmamı da vasat ve ilham vermeyen konuşmalar arasına katacak birçok izleyici çıkacaktır. Yaptığım konuşmayı ve içeriğini benim yorumlamam doğru olmaz. Her zaman olduğu gibi beğenenler kadar beğenmeyenler de var . Ama, şu örnekle bitirmek istiyorum; Honduras’ın Utila Adası’nda yaşayan 50 yaşındaki bir Alman gezginle tanışmıştım. Adı Reiner’dı ve hikayesi de çok ilginçti. Yaklaşık 20 yıl önce o adayı görmüş ve her şeyini geride bırakarak artık o adada yaşamaya karar vermiş. O gün bugün de o adada yaşıyordu. Onunla beraber çektirdiğim fotoğrafı ve hikayesini sosyal medya hesaplarımdan paylaştığımda; konu çok fazla ilgi görmüş, neredeyse 1 milyon kişi artık Reiner’ı tanır hale gelmişti. Ertesi gün Reiner’ın yanına gittiğimde bu durumu ona anlattım ve cep telefonumdan o paylaşımı gören kişilerin sayısını da Reiner’a gösterdim. Reiner dedi ki “Eğer o bir milyon kişiden sadece bir kişiyi etkileyebildiysek, hayat görüşüne olumlu anlamda bir şey katabildiysek, biz iyi bir şey yaptık”. İşte Reiner’ın da dediği gibi; eğer benim bu konuşmamdan etkilenip, hayat görüşüne pozitif anlamda katkı sağlayan bir kişi bile olsa iyi bir şey yaptım demektir.
TEDx konuşmamı alttaki videodan izleyebilirsiniz;
Selamlar. Ben almanyada yasiyorum. Türkiyeden Almanyaya bir gariban götürmek istiyorum. Isini ben verecem. Yasi 22 ile 35 arasi olursa benim icin daha iyi . Allah inanci olan yazsin lütfen . Ben mersinliyim .
harun.toksoy@hotmail.de
O gariban ben olabilirmiyim? Acaba!
Abi 22 olmayı bekliyorum.
Tebrikler gerçekten!
O köye Nasa astronotları neden gitmiş. Bu kısmı unuttun galiba.